Yapacağınız en büyük hata işinizi anlattığınız kişinin işe girmesi için peşinde koşmak, ikna edebilmek için zaman harcamak. İşinizi anlattığınızda kişiler çoğu zaman yersiz sebepler ve bahaneler üreterek yapamayacaklarını söylerler. böyle durumlarda sırf o kişiyi sponsor edebilmek için büyük bir çaba ve zaman harcamanız hem sizi yoracaktır hemde size bir fayda sağlamayacaktır.
Böyle kişiler işe katılsalar bile sadece sizin ısrarlarınıza dayanamadıkları yada sizi kırmak istemedikleri için kayıt olurlar. Fakat bu kişiler zoraki katıldıkları işte hiçbir çalışma yapmazlar. sizin kazancınız sadece kısa vadede eğer kazanç planınızda varsa sponsor etme primidir.
Kabul etmelisiniz ki sizin böyle kişilere ihtiyacınız yok. Böyle kişilere harcayacağınız zamanı işe girmekte istekli olan kişilere harcadığınızda muazzam bir başarı için ilk adımları atmış olursunuz.
Kabul etmeniz gereken bir başka şey ise sizin kişilere ihtiyacınız olduğundan daha çok kişilerin size ihtiyacı vardır. Çevrenizdeki insanlara bakın hemen hepsi sabah 7:00 ye alarm kurup sıcacık yataklarından komik ücretlerle çalıştıkları işlerine gitmek için kalkmaktadırlar. Günün 8-12 saatini çalışarak geçirirler. Ne yazık ki esnafından işçisine memuruna kadar bu böyle. Ve insanlar bunu haftanın 5-6 günü yapmaktalar.
Peki kişiler bu şekilde çalışmaktan memnunlar mı ? Elbetteki değiller. Bu kişilerin %90 ı işlerinden nefret ettikleri halde mecburiyetten bu çalışma şartlarına katlanıyorlar.
Düşünün sizin işiniz sınırsız bir kazanç öneriyor. Sizin işiniz sınırsız bir zaman özgürlüğü öneriyor. Böyle bir işe sahipken neden başkalarını ikna için yoruluyorsunuz ? 140 milyar dolarlık bir endüstrinin parçası olduğunuzu unutmayın. İnsanlar size katılmak için çaba harcamalı.
Sizinle birlikte sabırla emek harcayacak, hayatındaki olumsuzlukları ve zorlukları bahane etmeden ve bu olumsuzluklardan kurtulmak için çaba harcayacak yürekli kişilerle çalışmalısınız. 100 kişilik bahaneler üreten bir grup yerine 10 kişilik yürekten çalışan ve pes etmeyen bir grup sizi orta vadede finansal açıdan özgürlüğe kavuşturacaktır.
Unutmayın networkmarketing bir ev hanımının ev işlerinden arta kalan zamanlarında yapabileceği kadar basit, büyük bir iş adamının yapabileceği kadar prestijli bir iştir.
Doğrudan satışın geliştirilmiş bir türü olan bu pazarlama konseptinde, satışçılar profesyonel olmamakla birlikte ürün veya hizmetlerin üreticiden tüketiciye ulaşma sürecinin her aşamasında, kendine özgü dağıtım kanalları, satış yöntemleri ve müşteri hizmetleri ile satıştan daha fazlasını gerçekleştirmektedirler. (Failla, 1995:6-8)
Çok katlı pazarlama uygulamaları, geleneksel doğrudan satış uygulamalarından daha fazla girişimciliği ön plana çıkararak, üyelerini, doğrudan ve dolaylı satışlar için ödüllendirirken bu üyelere, yeni insanlar bulma ve eğitme sorumluluğunu da yüklemektedir. (Sherman 1991; Aktaran Nat ve Keep, 2002:140) Çok katlı pazarlamada doğrudan satışçılar bağımsız olmakla birlikte birbirlerine liderlik ve kılavuzluk edecek destek sistemlerine sahiptirler. Doğrudan satışçıların, en büyük desteği, kendilerini organizasyonla tanıştıran, işi yapmak üzere ikna eden kişiler olup bunlara ‘sponsor’ ya da ‘üst hat’ denilmektedir. (Sparks ve Schenk, 2001:851)
Üst hatlar genellikle, ‘sistemi anlatmak, sorulara yanıt vermek, sunum yapmak, eğitim vermek, referans sağlamak, hedef oluşturmaya yardım etmek, motive etmek, moral destek vermek’ türünden desteklerle, çok katlı pazarlama işini inşa etmesi için alt hattına yardımcı olur. Alt hatlardan beklenenler ise genel olarak, şirket ve ürünler hakkında bilgi sahibi olması, hedef oluşturması, toplantılara katılması, ürün satması, yeni üyeler edinmesi, eğitim verme ve liderlik becerilerini geliştirmesi olarak özetlenebilir.(Kishel ve Kishel, 1999:108-111)
Bir ‘çok katlı pazarlama organizasyonu’, perakende kazanç elde etmek amacıyla satılan ‘yasal’ ürünlere sahiptir. (Nichols, 1995:XI) Ancak, tüm ürün ve hizmetler, çok katlı pazarlama tekniğiyle pazarlanmaya uygun değildir. Ürünler, dayanıklı ve kamuoyu ilgisine yönelik olmanın yanı sıra, tavsiye edilebilir nitelikte olmalıdır çünkü çok katlı pazarlamada, kitle iletişim araçları yerine yüz yüze iletişim ile ağızdan ağıza pazarlama yaygın olarak kullanılmaktadır. (Bhattacharya, 1999:59)
Ampirik kanıtlar, arkadaşlar ve akrabalardan elde edilen referansların, tüketicilerin satın alma kararlarında, herhangi bir reklam uygulamasından çok daha etkili olduğunu göstermektedir. Müşteriler ağızdan ağıza yayılan tavsiyeleri, enformasyon sağlamak ve satın alma kararlarını destekleyerek kuvvetlendirmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bu yaklaşımın temelinde ise tavsiyeleri alınan kaynağın güvenilirliği yer almaktadır. (Fill, 1999:32) Çok katlı pazarlama şirketleri de, tüketiciyi tüketmeye yöneltmek için, yoğun bir biçimde, biraz daha yavaş olan ama hala en etkili reklam aracı olma vasfını koruyan ‘ağızdan ağıza’ yöntemini kullanmaktadır. (Yarnell ve McCommon, 1990:13)
Formal ve hiyerarşik olarak çok katlı ya da ağ pazarlama yapısında organize olan doğrudan satışçılar, çok katlı pazarlama şirketi içinde, geleneksel pazarlamada perakendecinin üstlenmiş olduğu ‘ürün ve hizmetleri son tüketiciye tanıtma, dağıtma ve satma’ rollerini üstlenmektedirler. (Peterson ve Wotruba, 1996:7, Clothier, 1997:21)
Doğrudan satışçılar, şirket adına tanıtım, dağıtım ve satış gibi işlevleri üstlenirken iki tür kazanç elde etmektedir. Kişisel olarak yaptıkları perakende satışlar sonunda elde ettikleri gelirlerin yanında, uygulanan bir plan dahilinde, satışçı olarak sisteme dahil ettikleri satışçılardan da gelir elde etmektedirler. (Kerin ve Peterson, 2001:333) Doğrudan satışçıların; sadece kaydettikleri satışçılar tarafından üretilen satışlardan değil, onların da kaydettikleri satışçıların satışlarından -birden fazla seviye için- komisyon alması ‘çok katlı’ sistemin en önemli özelliğidir. Böylelikle, tüm üyelerin üye getirmesi ve bu sistemi devam ettirmesi ile birlikte bir doğrudan satışçının yüzlerce satışçının ürettiği satıştan komisyon alması mümkün olabilmektedir. (Sparks ve Schenk, 2001:851) Bir başka deyişle, çok katlı pazarlama sistemindeki doğrudan satışçılar, perakende satışlarından doğan ve sabit gelirleri ifade eden lineer(doğrusal) gelirler yanında, ekonomik değerin katlanarak büyümesine imkan veren ve bir anlamda telif hakkı olarak da nitelendirilebilecek olan artan gelirlere sahiptir. (Mukherjee, 2003:490)
Çok katlı pazarlamada sözü geçen artan gelirler, bu pazarlama konseptinin, sıklıkla “piramit satış”, “sonsuz zincir”, “Ponzi Şeması” (Koehn, 2001:153) şeklinde adlandırılan illegal organizasyonlar ile karşılaştırılmasına ve hatta karıştırılmasına neden olmaktadır.
Çok katlı pazarlama ile piramit satış arasında yapısal bir benzerlik bulunmakla birlikte bu iki yapı birbirinden tamamen farklıdır. (Ziglar ve Hayes, 2001:26) İki faaliyet arasındaki ayrımın net bir biçimde ortaya konması; önemli ölçüde, piramit şemaların ve çok katlı pazarlamanın tarihsel gelişimi, sistemlerinin işleyişi, katılımcılara ödenen komisyonlar gibi konuların karşılaştırmalı incelenmesiyle mümkün olacaktır.
Çok katlı pazarlamayı başlatan kişi olarak bilinen Carl Rehnborg, 1934 yılında vitamin ve minerallerden oluşan gıda takviyelerini ‘California Vitamins’ adıyla piyasaya sürmüş (1939’da Nutrilite Products olmuştur) ve 1945’te birlikte çalışmaya başladığı Dr.Castleberry ve Lee Mytinger ile birlikte daha fazla kişiyi bulup eğiterek satışları artırmaya teşvik edici bir “C&M çok katlı pazarlama planı”nı geliştirmişlerdir. (Ziglar ve Hayes, 2001:15) Satışçıların, kaydettikleri satışçıların cirolarından %3 almaya başlamasıyla organizasyon hızla büyümüş, orijinal sponsor (satışçıyı işe ilk dahil eden kişi) için çok büyük miktarda ürünün toptan satışıyla ilgilenmek, şirketten ürün satın alıp kaydettiği satışçılara dağıtmak da aynı ölçüde zorlaşmıştır.(Clothier, 1997:27) Bu nedenle, bir satış ekibi 15.000 $ değerinde ürün satışı yaptığında, orijinal sponsoru yerine şirkete bağlanması sağlanmış ve sponsora, bu grubun satış cirosundan belli bir yüzde (telif hakkı) verilmiştir. Ancak, 1950’lerin sonunda yönetimden kaynaklanan problemler, satışçıları hem kendi gelecekleri ve hem de güvence ve kar fırsatı sözü vererek işe dahil ettikleri satışçıların gelecekleri hakkında endişelendirmeye başlamış, ekiplerindeki tüm satışçılarla birlikte, Nutrilite Products’dan ayrılan Richard Devos ve Jay Van Andel, 1959’da kendi ürünlerini ürettirmeye başlayarak insanlara Nutrilite’da umdukları kar ve güvenceyi sağlayacaklarını duyurmuşlar ve Amway adını verdikleri şirketleri için, harcanan tüm çabaların aynı oranda ödüllendirileceği detaylı bir komisyon planı hazırlamışlardır.(Clothier, 1997:27-28)
Amway, günümüzde, çok katlı pazarlamanın en büyük şirketi olup, 80 ülkede faaliyet gösteren, 7.1 milyon $ ciroyla ve 450’den fazla ürünüyle 3 milyondan fazla insana serbest girişimci olma fırsatı sunmaktadır. (http://www.amway.com.tr/) 2007 yılı içinde, Avrupa Doğrudan Satış Dernekleri Federasyonu (FEDSA) tarafından Ipsos MORI’ye yaptırılan araştırmanın sonuçlarına göre, doğrudan satışın Avrupa’daki 2006 yılı cirosu 20 milyar Avro olup, doğrudan satış sektörü %9,6 oranında büyüme göstermiştir. Avrupa’nın 32 ülkesinde 9 milyon doğrudan satıcı bulunmaktadır. (www.dsd.org.tr ve www.fedsa.be )
Çok katlı pazarlamanın, müşterilerle yakın temas kurmak için kullandığı belli başlı iletişim uygulamaları arasında; müşterileri, sektördeki son gelişmelerden haberdar etmek, onlara ziyaretlerde bulunmak, hem mevcut ve hem de potansiyel müşterilerle kaynaşmayı sağlayacak konferans ve eğitimlere katılmak, internet, e-posta, faks, telefon gibi birebir iletişim sağlayacak medyaları kullanmak, müşterilerin araması için ücretsiz bir numara tedarik etmek ve müşterilerden geri bildirim almak için, müşteri yanıt kartları kullanmak ya da anket düzenlemek gibi uygulamalar yer almaktadır. (Kishel ve Kishel, 1999:91)
İlişkileri geliştirmek ve devam ettirmek, doğrudan satış sektöründe büyük önem taşımaktadır. Çünkü doğrudan satışçılar, bu sayede mevcut müşterilerin tekrar satın almalarını sağlayabilecek ve en iyi müşterilerini, zamanla satış ağına katabilecekleri olası satışçı adaylarına dönüştürebileceklerdir. (Kishel ve Kishel, 1999:83 ve Raymond ve Tanner, 1994:67-76)
Öte yandan, tanıdıklar arasında ev ve ofis gibi sıcak ortamlarda üye edinme ve satışı içeren, toplantı ve konferansları parti havasında olan bu pazarlama konsepti, sosyal tatmini yüksek bir iş olarak görülmektedir. (Bhattacharya ve Mahta, 2000:361) Çok katlı pazarlama şirketleri, pazarlamasını yaptıkları ürünlerin aktif birer savunucuları olan satışçılara, üyelerin yarattığı ve sürdürdüğü aidiyet duygusu, sponsorların liderlik davranışları ve yardımlaşma gibi ekonomik, psikolojik ve sosyal ödüller sunmaktadırlar. (Ho, 2002:251, Sparks ve Schenk, 2001:851)
Çok katlı pazarlama, ödemelerin komisyon sistemi ile yapılmasından dolayı, yüksek satış motivasyonu sağlamakla birlikte, doğrudan satış faaliyeti göründüğünden çok daha zordur ve satışçılar arasında işi bırakma oranı oldukça yüksektir. (Nat ve Keep, 2002:140) Bu nedenle, doğrudan satışçıları bir araya getiren toplantılar sıkça tekrarlanarak motivasyonun sağlanması gerekir. Doğrudan satışla özdeşleşmiş olan ‘ev partileri’ ya da ‘ev toplantıları’, düşük maliyetli ve etkili bir yöntem olarak, çok katlı pazarlamanın başlangıcından bugüne birçok doğrudan satışçı tarafından kullanılmaktadır. Bu toplantılara, doğrudan satışçı, listesindeki kişileri davet ederken neden davet ettiği ve konunun ne olduğu konusunda dolaylı anlatımlardan kaçınarak açık ve net bir biçimde toplantının amacını katılacak kişilere açıklamalıdır. (Ziglar ve Hayes, 2001:248) Çünkü, bu konudaki açıklamaların yetersizliği, çok katlı pazarlama organizasyonunun piramit şema olarak algılanmasına neden olabilecektir.
PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ
Tarihteki en ünlü piramit şema, 1920 yılında A.B.D.’de Charles Ponzi tarafından oluşturulmuştur. (Clothier,1997:29) Bu nedenle piramit satış, literatürde “Ponzi şeması” olarak da adlandırılmaktadır. Ponzi, kendisi ile birlikte on arkadaşının 150 $ katılım ücreti yatırmasını sağlayarak işe başlamış ve arkadaşlarına yatırımlarının %50’sinin 90 gün içinde kendilerine geri döneceğini vaat etmiştir. Daha sonra aynı şekilde bir arkadaş grubuna daha aynı miktarda katılım ücreti yatırtmış ve sözde yatırımcılardan oluşan orijinal grubun da onlara yatırımlarını aynı süre zarfında döndüreceğini anlatarak zinciri başlatmıştır. (Shearer,1999 aktaran Koehn, 2001:154)
Piramidin başında yer alan öncü katılımcılar, vaat edilen geri dönüşün 90 günden çok daha kısa sürede gerçekleşmesinden hoşnut kalmış, diğer katılımcıları da bu coşkuyla piramit şemaya dahil edebilmişlerdir. Ponzi, 9 ayda 9 milyon dolardan fazla kazanmış olup, piramide sonradan katılanlara da bu rakamın yaklaşık on katı borçlanmış ve sahtekarlıktan tutuklanmıştır. (Clothier, 1997:29)
Çok katlı pazarlama, bir üreticinin, şirket dışından insanlara, ürün ve hizmetlerini doğrudan tüketiciye ulaştırması için para ödediği bir sistemdir. (Harris, 2004:2) Ponzi şeması ise, programa daha önce katılanlara ödeme yapmak için yeni katılanların parasını kullanan bir sistemdir. (Ziglar ve Hayes, 2001:27) Bir piramit, gerçek ticaretle çok az ilgisi bulunan bir para oyunu olup birçok organizasyonda, ortada ürünün olmadığı, sadece paranın el değiştirdiği görülmektedir. (Harris,2004:3)
Önceleri zincir mektuplarda olduğu gibi herhangi bir ürün ya da hizmet içermeyen piramit şemalar, günümüzde daha kompleks yapıda dizayn edilerek üyelere ve organizasyon dışındaki kişilere satmak üzere ürün ve hizmetler sunmaktadır. (Nat ve Keep, 2002:140) Piramit şemaya katılanlar, önce büyük miktarda para kazanmakta, fakat piramite sonradan katılanlar, ya daha küçük miktarlarda para kazanmakta ya da tüm paralarını kaybetmektedirler. (Koehn, 2001:156)
Sonuç olarak; er ya da geç insanlar, üye edinmeyi bıraktıklarından dolayı katılan insanların çoğu da paralarını kaybetmekte ve piramit çökmektedir. (Ziglar ve Hayes, 2001:27) Çoğunlukla pazar değeri olmayan ürün ve hizmetler sunan bu firmalarda çalışanlar da bir kez dahil olduktan sonra, ne satabilecekleri ne de geri verebilecekleri ürünlerle baş başa kalmaktadırlar. (Nat ve Keep, 2002:140) A.B.D.’de, bu tür özelliklere sahip piramit organizasyonları, çok katlı pazarlama şirketlerinden ayırt etmek amacıyla bazı vakıf ve bürolar (Direct Selling Education Foundation, Better Business Bureau, Federal Trade Commission) vatandaşlara yardımcı olmaktadır. (Nat ve Keep, 2002:140-141)
ÇOK KATLI PAZARLAMA VE PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARI ARASINDAKİ YAPISAL FARKLILIKLAR
Çok katlı pazarlama sistemine getirilen en önemli eleştiri, sistemin yalnızca piramit yapıdaki gibi en üstte olanlara para kazandıracağı yönündedir. (Ziglar ve Hayes, 2001:27) Tüm işletmelerde tepe yönetimdeki kişilerin, alt kademede çalışanlardan daha fazla kazandıkları bilinen bir gerçektir. (Nichols, 1995:X, Ziglar ve Hayes, 2001:27) Ancak, piramitte yapısal olarak, sadece organizasyona ilk katılanlar, tepeye çıkabilmekle birlikte sonradan katılanların bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. Çünkü, yeni katılımcıların sayısı sınırlı olup, başarı olasılığı her bir yeni kayıtla birlikte düşmektedir. (Failla,1995:13, Nat ve Keep, 2002:140)
Öte yandan, çok katlı pazarlamada, eğitimi, cinsiyeti ya da kalifikasyonu ne olursa olsun, doğrudan satışçı; organizasyona katılan herkes gibi en alt kademeden başlayarak sistem içindeki tüm satışçılarla eşit koşullarda rekabet eder ve büyük bir satış ekibi kurarak kendisinden önce organizasyona katılanlardan daha çok kazanabilme fırsatına her zaman sahiptir. (Ziglar ve Hayes, 2001:27, Failla,1995:13)
Piramit satışta, yeni katılanların başarı olasılığı, bireyler tarafından ortaya konan çaba ve başarılardan etkilenmemekte ve piramidin büyümesiyle birlikte kazançlar düşmektedir. (Nat ve Keep, 2002:141) Piramit şema, sadece, yeni kayıt edilenlerden alınan fonları organizasyon içinde daha yüksek seviyede bulunanlara transfer etmek için pazarlamayı illegal bir biçimde kullanan ve uygulanabilir bir perakende sistemine sahip olmayan yapılardır. (Nat ve Keep, 2002:140)
Herhangi bir ürün ya da hizmet alışverişi olmaksızın, organizasyona üye kaydeden kişiye, kaydedilen üye için komisyon ödenmesi ile ilgili uygulamalar, illegal piramitlerin en tipik özelliklerinden biridir. (Robinson, 1997:166, Nat ve Keep, 2002:140) Oysa, çok katlı pazarlama; üye kaydetmenin otomatik olarak bir kazanç elde etmeye yetmediği, sadece ürün veya hizmetlerin satışından elde edilen gelir üzerinden ücret ödenmesinin söz konusu olduğu bir sistemdir. (Koehn, 2001:153, Kustin ve Jones, 1995:60)
Çok katlı pazarlamanın temel prensibi, kaydedilen üyeye hem ürün satışı hem de üye kaydetme konusundaki çabaların tekrarlatılmasıdır. (Kustin ve Jones, 1995:60) Doğrudan satışçının kayıt olurken katlanacağı tek maliyet, küçük bir katılım ücreti karşılığında alacağı başlangıç paketidir. (Clothier, 1997:18, Robinson, 1997:166) Öte yandan, piramit şema organizasyonları, organizasyona katılacaklardan yüksek meblağlı bir başlangıç bedeli talep etmektedir. (Nat ve Keep:2002:140)
1980’lerde piramit satış sistemini kullanan birtakım organizasyonların çökmeye başlamasıyla, medyada piramit şemaların bir doğrudan satış modeli ve örneği olarak tanıtılması nedeniyle ağızdan ağıza yayılan söylentilerle birlikte, bir çok doğrudan satış şirketi zor durumda kalmıştır. Her ne kadar 1979 yılında Federal Ticaret Komisyonu (FTC-Federal Trade Commission) tarafından illegal bir piramit organizasyon olmadığı, tamamen yasal bir iş olduğu ifade edildiyse de, (Robinson, 1997:165-166) 1989’da harekete geçen Amway, kurumsal reklam yaparak kendini tanıtmak ve anlatmak zorunda kalmış, “Bizim işimiz doğrudan satıştır. Kaliteli ürünleri distribütörlerimiz aracılığıyla insanlara doğrudan satmaktır.” gibi reklam metinleri yazılarak çok katlı pazarlama konseptinin ne demek olduğu kamuoyuna anlatılmaya çalışılmıştır.(Kerin, 2001:346-48)
Basında çok katlı pazarlama ile ilgili kötü haber ve yorumlar çıkmasının başlıca üç nedeni vardır. Öncelikle, çok katlı pazarlama şirketleri hakkındaki yasal düzenlemelerin yetersizliği nedeniyle kendi kendini düzeltecek bir sistemi bulunmamaktadır. İkincisi, basın, her zaman tek tek olaylardan yola çıkarak tüm sektörü karalama yoluna gitmektedir.
Son neden ise, çok katlı pazarlama işindeki bazı insanların, doğru bir biçimde işlerini yönetmeyi bilmemelerinden sektörün adının kötüye çıkmasına davetiye çıkarmalarıdır. (Yarnell ve McCommon, 1990:13-14) Basının çok katlı pazarlamayı piramit satış olarak lanse etmesinin en önemli nedenleri ise, geleneksel pazarlamadan son derece farklı araç ve yöntemlere sahip bu pazarlama konseptinin doğru dürüst anlaşılamamış olmasıdır. (Robinson, 1997:166-167)
Örneğin ; Sn aylık kazancınız 1000 TL , ekibinizdeki çoğu kişilerin kazançları 50 TL – 100 TL – 300 TL. Yani istedikleri ortalama kazançlara ulaşamamışlar.
Peki bu durumda siz başarılı mısınız ? Evet mi dediniz ? Bence yanılıyorsunuz!
Grubunuzdaki kişiler istedikleri kazançlara ulaşamıyorlar ve siz istediğiniz kazanca ulaşmış durumdaysanız acilen bir çözüm bulmanız gerekiyor zira bu işte çok fazla ömrünüz kalmadı demektir. Bu işte başarınız ancak ve ancak ekibinizin başarılı ve istedikleri kazanç seviyelerini ulaşmış olmasıyla sabitlenir ve süreklilik arz eder.
Düşünün ekibiniz deki kişiler 5 ay 6 ay 10 ay emek harcıyorlar, zaman ayırıyorlar. Bu süre sonunda bakıyorlar ki kazançları istedikleri seviyelere hala gelememiş. Sizce bu aşamadan sonra da işe aynı inançla ve heyecanla zaman ayıracaklar mı ? Emek harcayacaklar mı ? Cevap açık ve net ELBETTE YAPMAYACAKLAR.
Siz çok kazanırken grubunuz az kazanıyorsa ciddi bir problemle karşı karşıyasınız demektir. Ya da içinde bulunduğunuz marketing yapılanmasındaki gelir dağılımı yapısında bir sorun var demektir.
Bir an evvel ekibinizi yönlendirmeli ve kazanır hale getirmeniz gerekiyor. Özgür ve zengin birnetworkmarketingçalışanı olmak istiyorsanız benimsemeniz gereken belki de en önemli düşünce bu olmalı.
Grubunuzdaki kişiler emeklerinin karşılığını almaya başladıklarında bir sonraki ay performansları daha da artacak. Sonraki aylar daha da.. daha da.. daha da.. Durmayan durdurulamayan bir grubunuz olacak.
Her geçen gün daha enerjik, daha heyecanlı, daha inançlı bir grup.
Grubunuzda bu işi ek iş olarak yapanlar bile kazançları tatmin edici noktaya ulaştığında asıl işlerini boşlayacak / bırakacak ve ek iş olarak gördükleri işte tam zamanlı olarak çalışmaya başlayacaklar. İşiniz işlem hacmi ve dolayısı ile gelir boyutu olarak 100 km hızla büyüyorsa 200 km hıza ulaşacaksınız.
Peki tüm bunlardan sonra sizce kim kazanacak ? Grubunuzu başarılı yapmanın doyumsuz keyfi ile sürekli büyüyen ve sağlam temeller üzerine oturttuğunuz işiniz sizi özgür ve zengin yapacak.Yoksa hala kendi kazancınızı mı düşünüyorsunuz ?
Yayıncılardan, işletmelerini AdSense ile büyütmeye yönelik en iyi uygulamaların hangileri olduğuyla ilgili çok sayıda soru alıyoruz. Tek bir doğru cevap olmasa da, yüksek kaliteli içerik oluşturmaya ve web sitelerinizde mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunmaya odaklanmak yönündeki önerimiz geçerliliğini koruyor.
Site kalitesini göz önünde bulundurarak web sitesi içeriğinizi nasıl tasarlayacağınıza ve düzenleyeceğinize ilişkin temel önerilerden bazıları aşağıda belirtilmiştir.
AdSense ödemeler ekibi olarak, nasıl ve ne zaman ödeme alabileceğinizi anlamanıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Aşağıda, hesabınızı düzgün şekilde ayarlayıp bir sonraki ödemenin alınmasını sağlayacak, 3 adımdan oluşan basit bir işlemler dizisi sunulmuştur:... ... yazının devamı ...
Devlet memurlar mesai dışında mesleklerini ücretsiz yapabilirler
Yüksek öğretim kurumlarının
kadrolarında bulunan öğretim elemanları, kanunlarda belirtilen hâller dışında
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesi hükmüne tâbidir. Ancak
öğretim üyeleri, yükseköğretim kurumlarında yalnızca eğitim ve araştırma
faaliyetlerinde bulunmak ve döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde
edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla mesai saatleri dışında yükseköğretim
kurumlarından başka yerlerde meslekî faaliyette bulunabilir ve meslek veya
sanatlarını serbest olarak icra edebilir
.
Yükseköğretim kurumlarından başka
yerlerde çalışan öğretim üyelerine ek ödeme yapılmaz; bunlar rektör, dekan, enstitü, yüksekokul ve
konservatuar müdürü, bölüm başkanı, anabilim ve bilim dalı başkanı, başhekim ve
bunların yardımcısı olamaz.Fakat dilerlerse iki yıla kadar
ücretsiz izin alarak Yükseköğretim kurumları dışında meslekî faaliyette
bulunmak ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra edebiliriler.
İnsanî ve sosyal amaçlı gönüllü
çalışmalar yapabilirler
Kurumundan izin alınmak kaydıyla
yapılan insanî ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar yapabilir. Yapı, kalkınma ve
tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla
kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri
görevleri, özel kanunlarda belirtilen görevleri yapabilirler
Devlet memurunun eşi veya çocuğu ticaret yapabilir
Ticaret ve diğer kazanç getirici
faaliyetlerde bulunma yasağı devlet memurunun sadece kendisini kapsamına
almaktadır. Memurun eşinin veya çocuklarının ya da diğer akrabalarının her
hangi bir kazanç getirici faaliyette bulunmalarına engel bulunmamaktadır.
Ancak memurun eşinin, reşit
olmayan çocuklarının 657 sayılı Kanunun 28’inci maddesinde belirtilen memur
için yasaklanmış faaliyetlerde bulunması halinde memur bu durumu 15 gün
içerisinde bağlı olduğu kuruma bildirmekle mükelleftir.
Ayrıca 18 yaşını
doldurmakla birlikte akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol
düşkünlüğü, kötü yaşam, kötü idare veya hapis cezası nedeniyle medeni hakları
mahkeme tarafından kaldırılmış çocuğu varsa onların da yasak kapsamındaki
ticari faaliyetlerinin 15 gün içerisinde kuruma bildirilmesi gereklidir.
Bildirimde bulunulmadığı takdirde esnaf veya tacir olan eş ve çocukların haksız
olarak aile ödeneğinden yararlanması veya tedavi gideri vb. faydalanmaya devam
edeceğinden bu yönüyle memurun sorumluluğuna gidilebilecektir. Fakat reşit olan
yani 18 yaşını dolduran veya evlenme ile reşit olan çocukların ticari
faaliyetlerini bildirme yükümlülüğü yoktur.
Bilirkişilik, Tercümanlık yapabilir
Devlet memurlarının atamaya
yetkili amirin izni ile mahkemelerde bilirkişi olarak görev yapmaları ve takdir
olunan bilirkişi ücretlerini almalarının mümkündür. Bu çerçevede memurların
mahkemelerde yeminli tercümanlık yapmaları ve takdir edilen ücreti almalarında
da bir engel bulunmamaktadır.
Not: Bu kısım kanundaki
yasalardan derlenerek alıntı yapılmıştır.
Yukarıda network marketing ile
ilgili bilgi bulunmamakla beraber, doğal olarak bu da işin Türkiye’de hala
belli bir konuma oturmamasından kaynaklanıyor. Kitap dergi, mesleki icra ve
diğer izinler düşünüldüğünden network marketingin de bunlardan bir farkı
olmadığı kanısına varılabiliyor. Çünkü yukarıda açıkça belirtilen maddelerin
bir çoğu network marketing işinden daha geniş iş alanlarıdır diye düşüyoruz. Bir
de network marketing çalışanları olarak hukukçu ve muhasebeci arkadaşlardan bu
konu ile ilgili sürekli ilk yasayı değil de yenilenen yasayla beraber konuyu
güncel olarak paylaşmalarıdır.
Bu günkü konumuz sektörde sıkça
tartışma konusu olan devlet memurlarının network marketing yapabilir mi,her
hangi bir engel var mı?Network marketing işi diğer işlerde farklı bir konum da
kabul ediliyor mu?gibi detaylara değineceğiz.
Öncelikle çevremiz de bire
bir tanıdığımız hatta lider konumuna yükselmiş devlet memurları arkadaşlarımız
vardır. Bu da dikkat edilmesi ve irdelenmesi gereken konu 657 saylı Devlet
memurları yasasın da ki esnaf ve tacir sıfatının ne demek olduğudur. Devlet
memurları eski yasasında bu konu yapamaz gibi gözüküyordu. Özellikle bu konu da
araştırma yaptığımız da hiç bir detay olmamsına rağmen bizler size en doğru
bilgileri vermek için sıkı bir analiz yapma gereği duyduk.
Fakat, 26.08.2011 tarihinde Resmi
Gazetede yayınlanan 650 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan Devlet
Memurları Kanununun memurların ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde
bulunma yasağını düzenleyen maddesindeki değişikliliklerle beraber devlet
memurları bir anonim şirkete ortak bile olabiliyorlar.
Devlet memurları şirketlere ortak olabilirler
Yukarıda tam metnini yazdığım
Devlet Memurları Kanunu’nun 28. maddesini incelediğinizde, devlet memurlarının
yönetim kurulu üyesi, denetçi veya her ne şekilde olursa olsun şirket personeli
olarak anonim şirketlerde görev almaları yasaklanmış olmakla birlikte, anonim
şirketlere pay sahibi olmalarına ilişkin herhangi bir yasak bulunmamaktadır.
Buradan hareketle Anonim şirketlerin yönetiminde bulunamazlar. Fakat ortağı
olabilirler diyebiliriz.
Yine Devlet memurlarının görev
yaptıkları kurumun kuruluş kanununda özel bir düzenleme olmaması halinde,
şirket ana sözleşmesinde kuruluş sırasında şirketi idare ve temsil edecek
olanlar arasında belirtilmemiş olması ile yönetim ve denetimde görev almaması
kaydıyla limitet şirket ortağı olması mümkün bulunmaktadır. Nitekim limitet
şirket ortağı olmanın ticaretle uğraşmak sayılmayacağı yolunda Danıştay 12–5–1
dairelerinin vermiş olduğu birçok yargı kararı da bulunmaktadır.
Memurların kitap yazması ve telif ücreti alması mümkündür
Devlet memurlarının, 5846 sayılı
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında kitap yazabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu kapsamda yazdığı kitapla ilgili olarak telif sözleşmesi imzalayabilir.
Memurların telif dolayısıyla elde edeceği gelir, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu’nun 28. maddesine aykırılık teşkil etmemektedir.
Devlet memurları dergi çıkartabilir
Devlet memurlarının kitap
yazmaları, dergi hazırlamaları, makale yazmaları ve bunların basılması
karşılığında 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde telif
hakları kapsamında elde edecekleri gelirler, ticaret yasağı kapsamı dışında
tutulmuştur. Bu itibarla, memurların dergi hazırlamaları, bu derginin bir
yayınevi ile telif sözleşmesi çerçevesinde anlaşmak suretiyle basılması ve
dağıtılması ve telif hakkı elde etmesi bu kapsamdadır. Memurlar, hazırladıkları
derginin basım ve dağıtımlarını kendileri yapamazlar. ....devamı için tıklayınız .....
Dünyada ve Avrupada çalışan Network
Marketing ( MLM ) firmalarının ve derneklerin üye olduğu mesleki birliğin
misyonu ve internet adresi. WFDSA 'nun misyonu, doğrudan satış dünyası için bilgi ve
destek oluşturmaktır. Dernek, doğrudan satış şirketlerini ve derneklerini
destekler:
Avrupada
çalışan Network Marketing ( MLM ) firmalarının üye olduğu Avrupa
Doğrudan Satış Dernekleri birliğinin adı
ve internet adresi. Avrupa Doğrudan
Satış Dernekleri (Seldia) Federasyonu - WFDSA üyelik 60 ulusal Doğrudan Satış
Dernekleri ve bir bölgesel federasyon oluşur.
Network Marketing
hakkında kötü söylemlerde bulunan insanlar var ve hep olacaktır. Bunlar çoğu
zaman yersiz ve mantıksız sebeplere dayanır. Ya da şirket veya kişilerin
hatalarını tüm sektöre mal edilerek yapılır. Birde bu sektörün karşısında
duranların olmasını da pek olağan dışı bir durum gibi görmemek gerekir. Her
güzel oluşuma karşı çıkanlar hep olacaktır. Şimdi bakalım, Network Marketingi
kimler, nasıl kirletiyor..
Yalan/Yanlış Vaatler
Network
Marketing çalışanlarının sırf kayıt alabilmek/ürün satabilmek için yalan/yanlış
vaatlerde bulunduğuna çok rastladım. “Çok kolay bir iş.”, “Bu işe girersen seni
şu kariyere getireceğim.”, “X parayı Y zamanda kazanacaksın.(kesinlik var.)”
vb. birçok şey söylendiğini duyuyorum. İşe katılan kişi verilen vaatlere
uyulmadığını görünce, kişinin o hatasını sektöre mal edebiliyor. Çevresine de
kendi yaşadıkları üzerinden telkinlerde bulunabiliyor. Burada yine kişilik
meselesi devreye giriyor. Dürüst olmayan kişilerden her alanda uzak durmak
gerekiyor.
Yanlış Tanıtım Çabaları
Bazı kişilerde işin
kolayına kaçmaya çalışarak “gördüğüne saldır“ zihniyetiyle insanları sektörden
soğutuyorlar. En yakın arkadaşını her gördüğünde işten bahsetmeye çalışmak,
sosyal medya üzerinde gördüğü her alana link atmak gibi karşıdakinin usanacağı
çabalara girişiliyor. Bu gibi durumlarda insanlar bu işin böyle yapılması
gerektiğini zannediyor. Bu iş insan ilişkilerine dayanan bir iştir fakat insani
duyguları sömüren bir iş değildir.
“Network Marketing tanımının yapabileceği kadar
kolay, bir diplomat yada iş adamının yapabileceği kadar saygın bir iştir.” Marketing çalışma planı içinde yer alan kişi ya da kuruluşların kazançları hiyerarşik bir disiplin içinde dağıtıldığı tüm çalışma planları " Multi Level Marketing " ya da " Ağ Pazarlama " olarak literatürde yeri almaktadır.
Rakiplerin Birbirini Kötülemesi
Bu sektörde çalışan
kişilerin, bir topluluk içerisinde diğer network şirketlerini kötülediğini
gördüğümde, hemen anlıyorum ki, ya bu kişi bu şirketten bir darbe almış ya da
bu insanın kişiliğinde bu var. Kesinlikle ikisinden birisi oluyor. Ya
organizasyonundan o şirkete geçenler oluyor. Ya da o kişinin yapısı öyle, hep
kendi işiyle değil başkalarının kötü yanlarıyla uğraşıyor. Elinde kesin ve net
belgelerin varsa iyi niyetle uyarırsın o başka. Ama varsayımla,
değerlendirmelerle böyle bir şey yapmak etik bir davranış değil. Network
Marketinge yeni adım atacak birisi ise bunları görünce bu sefer hepten bu
sektör kötü sektör diyor. Sen kendi işinle ilgilen, kendi şirketinin,
ürününün, kazanç modelinin güzel yanlarından bahset. Bırak değerlendirmeler adaylara
kalsın..
Şirketlerin Yaptığı Hatalar
İllegal oluşumlarda
bulunan veya niyeti kötü olmasa da hata yapan şirketlerde bu sektöre zarar
verebiliyor. Marketing organizasyonunu kurmuş olan şirketin sahipleri ve birinci derecede akrabaları ve kurucu ortakların yer aldığı diğer şirketler marketing planı ya da matrix yapısı içinde yer almaması gerekirken, denetimi bağımsız 3. taraf kuruluşlar tarafından yapılmadığı için bu kurala uyulmadığından çalışılan yapıya son derece zarar vermektedir. Bu ve benzer davranışlar hırsızlık ya da dolandırıcılık ile eşdeğer tutulmakta ve yasal takiplere uğramaktadırlar. Bazı insanlar Network Marketingi o şirketle tanıyor ve onu
benimsiyor. Hatta Network Marketingi bir şirket zannedenler bile var. Bu da
zamanla toplumun bilinçlenmesiyle aşılacak bir konudur.
Çekemeyenler ile Korkanlar
İlginç bir başlık
oldu ama bu gerçekten doğru; bu sektörden korkan ve çekemeyen insanlar var.
Peki, kimler neden çekemiyor ve korkuyor? Çünkü yanı başındaki herhangi bir
maddi başarısı olmayan bir insan, bu sektörle hiç umulmadık şeyler yapıp
yükselebiliyor. Network Marketing, bir iş adamına da, yüksek lisans yapmış bir
insana da, bir ayakkabı boyacısına da aynı fırsatı sunuyor. İşe ilk
başladıklarında herkes eşit. Burada torpil yok, emek veren kazanıyor.
Dolayısıyla, başkalarının yükselmesini çekemeyen insanlar için bu korkutucu bir
durum. Hep yüksekte olmak ve bulunduğu yüksekliği paylaşmak istemeyenler içinde
korkutucu bir durum. Ne kadar güzel bir iş modeliyle karşı karşıya olduğumuzun
farkında değil misiniz?
Özetle Tavsiye;Bu işin içerisinde olanlar; bu
sektörü yanlış temsil etmeyin, profesyonel olun ve öyle hareket edin. Bu
işi araştırma aşamasında olanlar; kötü izlenimleri değerlendirirken, bunun kişi
veya kişilerin mi hatası, yoksa sektörün mü hatası olduğuna çok dikkat edin.
Network Marketing, ilk çıktığı yıllardan itibaren kendi içinde de birçok
yenilik ve gelişim göstermiştir. Kişilerin oluşturdukları ekip üzerinden prim
kazandıran bu sistemde, birbirinden farklı kazanç metotları vardır.
Bunlardan en bilinenleri Breakaway, Unilevel, Matrix ve Binary’dir. Şimdi
bu metotları inceleyelim.
Unilevel
Firmalar tarafından kullanılan en yaygın metottur. Bu metotta 1. kademene
dahil edebileceğin kişi sayısında sınır yoktur. Dolayısıyla diğer kademelere de
sınır olmaksızın kişi dahil edilebilir. Genelde kademeler
arttıkça o kademeden elde edilen komisyon azalır. Örneğin, 1. Kademedeki
kişilerin cirosundan %10 komisyon alınıyorsa, 7. Kademeden %2 komisyon alınır.
Tabi çok daha farklı uygulamaları da olabiliyor. Kaçıncı kademeye kadar para
kazanabileceğiniz de sisteme göre farklılıklar gösterir. Unilevel, en çok
kullanılan kazanç metotlarındandır ve çok farklı uygulamaları vardır.
Bu plan
temel tüketim malzemelerinin satışında kullanılmaktadır. Bu planda kişi,
istediği kadar hisse ile işe dahil olabilir ve dahil edeceği kişi sayısında
herhangi bir sınır yoktur. Çalışanlara verilen kar payı satılan ürünün belirli
bir yüzdesidir. Örneğin satılan ürünün fiyatının % 20 si aktif müşteriye
verilir. Şirket bu karı satış miktarına göre düşürebilir. Bu planı kullanan
şirketler müşterilerine aylık belirli bir miktarda ürün almayı zorunlu kılar.
Breakaway
Bu metod diziliş bakımından unilevel ile aynıdır. Kendinize ait sınırsız
kayıt oluşturabilirsiniz. Unilevel metottan ayrılan en büyük özelliği, genel
olarak bu sistemde alt kollarınız kariyer atlamadan asla kariyer
atlayamazsınız. Breakawayin en ayırt edici ve güzel özelliği budur.Bu
planda herkes kendisinden üstteki kişiden farklıdır. Böylece üstler guruptan
sayılmaz. Bu ayırım üstlerin sayısı ile de alakalıdır. Her ayrı insan özel
hisse ve indirimden yararlanabilir. Böylece herkes üstünden ayrılmaya yani
breakaway’a ulaşmaya çalışır. Kişi ayrıldığı üstüne % 7 oranında hisse verir.
Kişi bu planda yükseldikçe daha fazla indirimden ve imtiyazdan faydalanır. Bu
planda asıl kar breakaway derecesine ulaşınca elde edilir. Bu plan bilgisayarın
kullanılmaya başlanmadığı dönemler de uygulanmıştır. Bu planı kullanan
şirketler binlerce satış birimiyle diyaloga geçmek yerine breakaway derecesinde
sınırlı sayıda kişiyle diyaloga geçerdi ve breakaway derecesindeki kişilerde
kendi guruplarıyla diyaloga geçerlerdi.
Matrix
Bu metotta kademelere dahil edilecek kişi sayısı da, kaçıncı kademeye kadar
kazanç sağlayacağın da net olarak bellidir. Dolayısıyla kazanabileceğin
maksimum para da bellidir.
Örneğin; 5x8 matrixini kullanan bir sistemde her
kişinin 1. kademesine kayıt edilebilecek kişi sayısı 5’dir ve 8. kademeye kadar
komisyon alınabilir. 8. kademeden sonraki kayıtlarda komisyon alınmaz.
Günümüzde en yaygın matrix sistemleri 5x8, 3x9, 2x12 şeklindedir.
Binary
İkili sistem, iki kollu sistem
anlamına gelir. Sistemdeki her kaydın iki kolu vardır. Yani her kişinin 1.
kademesine 2 kişi dahil edilebilir. Genelde sınırsız kademeden gelir elde
edilir, zaman dilimi (günlük/haftalık/aylık) ile kazanca üst limit getirilir ve
kısa olan koldaki ciro üzerinden komisyon hesaplanır. Bu metot insanlara yardım
etme açısından çok güzeldir. Bu metodun tek bahtsızlığı, illegal ve kötü amaçlı sistemler
tarafından kullanılmış olmasıdır. 2>4>8>16>32>64
ve 64 kişi 128 kişiyi daha kazandırıyor yani var olanı iki ile çarparak çoklu
bir satış sağlıyor. Sisteme dâhil olan herkes
alacağı ürünü direk şirketten almakla beraber iki kişiye tavsiye ederek
ilerlediğinden dolayı pazarlamacılık gibi zor bir satış yöntemi ortadan kalmış
oluyor. Binary metodu özellikle değerli
ürünlerin satışında kullanılan bir metottur. Bu nedenden dolayı çalışanlarına
çok yüksek bir kar payı bırakmaktadır.
21.yy’ın
ticaret sistemi olarak görülenNetwork Marketing, gün geçtikçe
büyümekte ve dikkatleri üzerine çekmektedir. Kişinin tamamen kendi emeği ile
doğru orantılı gelir sağlayan bu ticaret sistemi, tüm katılımcılarına eşit
fırsat sunması, başlamak için bilgi ve deneyim gerektirmemesi ve çalışma
saatlerinin kişinin kendisi tarafından belirlenmesi özellikleriyle ön plana
çıkmaktadır. Şimdi bu ticaret sistemini biraz daha yakından inceleyelim ve
öncelikle çalışma mantığına göz atalım ;
Klasik
tarz ticaret sisteminde, üretilen bir ürün müşteriye ulaşana kadar depo,
nakliye, distribütör, bayi gibi birçok aracıdan geçer. Hatta ürünü müşteriyle
tanıştıran reklam dahi bir aracıdır. Bu aracıların çeşitliliği ve varlığı ürüne
göre farklılıklar gösterebilir. Fakat sonuç olarak ürünün müşteriye ulaşmasını
sağlayan birçok aracı vardır ve bu aracıların kârları ürünün fiyatına yansır.
Örneğin, bir ürün 100TL’ye mâl oluyorsa, bu ürün müşteriye ulaşana kadar
geçtiği tüm aracıların kârlarını ve hatta reklam masraflarını üzerine ekletecek
ve karşımıza 160TL (örnek tabi) gibi bir rakamla çıkacaktır.
Network Marketing ticaret sisteminde
ise sadece tek tip aracı vardır, buda şirketin kendi katılımcıları yani
distribütörleridir. Yukarıdaki örneğimizde klasik tarz ticaret sistemi ile bize
ulaşan 160TL’lik ürünün 60TL’si aracılara gidiyordu. Network Marketingde
aracılar distribütörler olduğu için bu pay distribütörlere belirlenen komisyon
planı ile dağıtılır. Kazanç Metotları ile ilgili yazımızı okuyarak bu konu
hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Yukarıda Network Marketingin işleyiş mantığına ve bu sektördeki
şirketlerin, distribütörlerine dağıttığı paranın ne şekilde ortaya çıktığını
gördük.
Şunu da belirtmek gerekir ki, Network Marketing ile dağıtım yapan
bir şirketin ürünü/hizmeti piyasa değerinin altında da olabilir, piyasadaki
değeri ile eşdeğer bir fiyattan da satılabilir. Ama asla daha pahalı
olmaz/olmamalı.
Network Marketing,
tavsiye mantığına dayalı bir sistemdir. Yani siz ürünü alır, kullanır ve memnun
kalırsanız doğal olarak bunu çevrenizdekilere tavsiye edersiniz. Araştırmalara
göre bu tavsiyenin, bir satıcı tarafından yapılan sunumdan çok daha fazla sonuç
verdiği tespit edilmiştir. Bunun için çokta araştırmaya gerek yok. Kendimize
bunu sorsak, bizde ürünü kullanan güvenilir bir tanıdığımızın tavsiyesine daha
çok itimat ederiz. Ayrıca bu sebeptendir ki bu sektördeki firmalar ürünlerini
kaliteli bir şekilde üretmeleri şarttır.
Network Marketing, ekip işidir. Siz kişisel
referanslarınızdan/satışlarınızdan da para kazanırsınız fakat önemli olan
ekibinizde oluşan ciro üzerinden kazanılan paradır. Asıl büyük kazanım burada
oluşur. Bu açıdan Network Marketing “1 kişinin %100 çabası yerine, 100 kişinin
%1 çabası ile yüksek verim/kâr elde etme.” prensibine dayanır.
Network Marketing ile ilgili bahsedilmesi gereken birçok husus
var tabi ki. Bunları sonraki yazılarımıza bırakarak bu yazımızı burada
bitiriyoruz..
Alıntı
: Mustafa YAŞAR (http://www.mustafayasar.net )
Affiliate Marketing, ülkemizdeki popülaritesi özellikle son
yıllarda oldukça artmış olan bir kazanç sistemidir. Peki affiliate marketing
nedir, affiliate marketing ile nasıl para kazalır?
Affiliate Marketing (Satış
Ortaklığı Sistemi) bir ürünün satışına ortak olarak komisyon almak olarak
özetlenebilir. Ürün sahibi kişi/kuruluş satmış olduğu ürünü bu ortaklık
sistemine açması halinde siz de ürünün satışına ortak olarak sattığınız ürün
başına payınıza düşen komisyonları kazanırsınız. Bu komisyonlar fiziki
ürünlerde (bilgisayar parçaları, parfümler, oto yedek parça) genellikle %15′in altında;
sanal ürünlerde ise (bilgisayar programlar, website temaları, web hosting
paketleri, e-kitaplar, indirilebilir tüm uygulamalar) genellikle %50′nin üzerinde
ve hatta çoğunlukla da %75 oranındadır.
A. İnternetten gezinen ziyaretçi size
ait satış ortaklığını linkine tıklayarak ürün
satış sitesine girer.
B. Ürün
sitesini inceledikten sonra -eğer satın almaya karar verirse- ürün için ödemeyi
yapar ve ürünü temin eder. Yapılan bu ödeme ürünün satışa verilmiş olduğu satış
ortaklığı ağının havuzunda birikir.
C. Affiliate Marketing ağı (ödemelerin
birikmiş olduğu) sitesi -belirli bir periyod sonunda ürün sahibine hak
ettiği payı öder.
Bunun dışında bazı ürünler
(özellikle web hosting firmaları) kendilerine özel affiliate sayfası
da kurabilirler. Fakat yukardaki grafik en genel işleyişi anlatıyor. Bu
işleyişe göre de siz komisyonlarınızı ürün sahibinden değil kurumsal bir yapıda
olan Affiliate Marketing
ağından temin ediyorsunuz.
Dolayısıyla ürün sahibi ile birebir iletişime
geçmiyorsunuz. Onbinlerce kullanıcısı olan güvenilir affiliate ağlarını kullanıldığını
düşünürsek kazançlarımızı garanti altına almış oluyoruz.